Bilgisayar kullanımının artması, internet ve bilgi teknolojisindeki gelişmeler ve insanımızın bilinçlenmesiyle ve en önemlisi Rabbimizin bir lutfu olarak Müslümanlar kendi inançlarını sorgulamaya başladılar.Bu bağlamda gelenek ve hurafelerden kurtularak yeniden dinin özüne yönelme ve dini temel kaynağından öğrenme eğilimleri ortaya çıktı.Rabbimize ne kadar şükretsek azdır ki, artık insanlar yeniden Kur`ana sarılıyor ve Vahyi anlamaya çalışıyor..
İşte tam bu noktada insanların karşısına geleneksel İslam`ın, hurafelerle yoğrulmuş din anlayışlarının temsilcileri çıkıyor ve bu düşünen, Müslümanların niçin günümüzde böyle perişan olduğunu sorgulayan, atalarından öğrendiklerini körü körüne taklid etmeyen bu insanları, „ Bunlar Mezhepsiz, bunlar Vahhabi, bunlar Şii !!!“ gibi yaftalarla suçluyorlar ve böylece bu tür yönelişleri engellemeye çalışıyorlar..
Bu iddiada bulunanlarne Mezhebleri ne Vehhabileri, ne iranda hakim olan Şia mezhebini bilmektedirler. Aslında bu tür insanların en büyük problemi İsalm`ı anlama gayretine girmemiş olmalarıdır.. Bilgilerine, ya engin çay sohbetlerinde, yada kutsadıkları bazı kişilerin derin (!) kitaplarından ulaşmışlardır..
Oysa Kur`ana yönelen dinamik Müslümanlar bu tür yakıştırmalardan uzaktır. Onların temel kaynağı Kur`andır.. Bu bölümde Vehhabilerin ve İmamiyye Şia`sının sadece bazı iddialarını Kur`anla karşılaştırdık ve doğru olmadığını izah etmeye çalıştık...Elbette doğru olan itikadları çoktur, ançak bizim burda yer vermediğimiz birçok yanlış inançlarıda vardır..Herşeyin en doğrusunu bilen Rabbimizdir..
Ey Rabbimiz, Seni tenzih ederiz, Senin bize öğrettiğinden başka bir ilmimiz yoktur. Alim olanda sensin, hakim olanda sensin.