60. (Kim cuma günü ikâmet diyârından sefere çıkarsa, melekler yolculuğunda refakatçısı olmaması için aleyhine duâ da bulunurlar ) 143[143]
( من سافر من دار إقامته يوم الجمعة ؛ دعت عليه الملائكة أن لايصحب في سفر )
Hadis zayıftır.
Rivâyet İbn Lehi’a sebebiyle zayıftır. Rivâyet bir başka yoldan da gelmiştir, ancak uydurmadır. İlâve olarak (... haceti giderilmemesi için ...) fazlalığı vardır. Ayrıca el-Gazâlî rivâyeti (el-İhya)’da zikreder! Sahih sünnette cuma günü yolculuğa çıkmayı yasaklayan hiç bir delil yoktur. Esved b. Kays’ın babasından rivâyet ettiği bir eserde : (Umer (r.a.) yolculuğa istekli bir adam görür. Onun şöyle söylediğini duyar : “Bugün cuma günü olmasaydı çıkardım” deyince Umer (r.a.) şöyle der: “Çık, çünkü gerçekten cuma yolculuğa mani değildir”.)144[144] Bu sened sahihtir, ravilerinin hepsi güvenilirdir.
61. Hac evlilikten öncedir.145[145]
( الحج قبل التزوج )
Hadis uydurmadır.
Senetteki iki râvi hadis uydururlar. Buna rağmen es-Suyûtî rivâyeti el-Câmi de zikreder.
Rivâyetin diğer bir lafzı şöyledir:
62. Kim hacca gitmeden önce evlenirse, günah ile başlamıştır.146[146]
( من تزوج قبل أن يحج ؛ فقد بدأ بالمعصية )
Hadis uydurmadır.
63. Akîk’ten yüzük takın, çünkü gerçekten akîk bereketlidir.147[147]
( تختموا بالعقيق ؛ فإنه مبارك )
Hadis uydurmadır.
Râvilerinden olan Yakûb b. İbrahîm ez-Zührî, yalancı ve hadis uyduran birisidir. Hafız es-Sahâvî, akîk taşı ile ilgili gelen rivayetlerin hepsinin bâtıl olduğunu söyler. Gerçi konu ile ilgili rivayetler değişik lafızlar ve senedlerle gelmesine rağmen hadisi kuvvetlendirmemektedir. Zayıflığın sebebi, zabtın ve hıfzın zayıflığından kaynaklanmış ise, yolların çokluğu hadisi kuvvetlendirir. Ancak durum burada böyle değildir. Bilâkis konu ile ilgili rivayetlerin geneli yalan ile itham edilmiş ravilerden hâli değildir. Ayrıca lafızlar arasında şiddetli bir çelişki görülmektedir, yukarıda:
( Çünkü gerçekten akîk bereketlidir ) olarak gelir. Diğer bir rivâyette :
64. ...çünkü gerçekten akîk fakirliği yok eder.148[148]
( تختموا بالعقيق ؛ فإنه ينفي الفقر )
Hadis uydurmadır.
Diğerinde :
65. ...çünkü gerçekten akîk işi başarılı kılar, sağ el de ziynete daha hak sahibidir 149[149]
(تختموا بالعقيق ؛ فإنه أنجح للأمر ، واليمنى أحق بالزينة )
Hadis uydurmadır. Başka bir rivayette :
66. Akîk’ten yüzükler takın, çünkü gerçekten üzerinde olduğu müddetçe birinize üzüntü isabet etmez.150[150]
( تختموا بالخواتم العقيق ؛ فإنه لا يصيب أحدآم غم ما دام عليه )
Hadis uydurmadır. Bir diğerinde :
67. Kim akîk’ten yüzük takarsa, hayır görmeye devam eder.151[151]
( من تختم بالعقيق ؛ لم يزل يرى خيرا )
Sonuç olarak ; akik taşından yüzük edinme hakkında gelen hadislerin hepsi bâtıldır.
68. Amellerin efendisi açlıktır, nefsin zilleti de yün elbisedir
( سيد الأعمال الجوع ، وذل النفس لباس الصوف )
Bu sözün aslı yoktur. el-Irâkî152[152] ve es-Subkî153[153] aslını bulamadıklarını söylerler.
69. ( Fikir ibâdetin yarısıdır, az yemekte ibâdetin kendisidir.
( الفكر نصف العبادة ، وقلة الطعام هي العبادة )
Bu söz batıldır. el-Irâkî154[154] aslının olmadığını ifade eder.
70. Oruç tutun sıhhat bulun.155[155]
( صوموا تصحوا )
Hadis zayıftır.
Ravilerinden olan Züheyr b. Muhammed Şamlılar’dan olan rivayetinde zayıftır. Dolayısıyla hafız el-Irakî156[156] senedin zayıf olduğunu belirtir.
71. Seni israf etmekten sakındırırım ; gerçekten günde iki kere yemek israftandır.157[157]
( إياك والسرف ؛ فإن أآلتين في يوم من السرف )
Hadis uydurmadır.
el-Gazâlî İhyâ da, bu sözü Peygamber (s.a.s.)’in Aişe (r.a.)’ya söylediğini zikreder. el-Irakî İhyâ üzerine yaptığı çalışmada, rivâyetin zayıf olduğunu söyler. Ancak rivâyet zayıflıkta kalmaz, çünkü râvilerinden olan Muhammed b. el-Hüseyn es- Sûfî Tasavvufçular için hadis uyduran birisidir.
72. Peygamber (s.a.s.) bir ihtiyacı unutma endişesi duyduğunda, hatırlaması için eline ip koyardı.158[158]
( آان إذا أشفق من الحاجة أن ينساها ؛ جعل في يده خيطا ليذآرها )
Hadis batıldır.
Râvilerinden olan Sâlim b. Abdul-A’lâ hadisi terkedilmiş olup, kendisi güvenilir râviler üzerine hadis uyduran birisidir. Bu rivayetle çakışan diğer bir rivâyette:
73. Kim ihtiyacını hatırlatması için yüzüğünü veya sarığını döndürür, yahut parmağına ip bağlarsa; Allah Azze ve Celle’ye şirk koşmuştur. Çünkü ihtiyaçları hatırlatan Allâh’dır.)159[159]
( من حول خاتمه، أو عمامته، أو علق خيطا في أصبعه ؛ ليذآره حاجته؛ فقد أشرك بالله عز وجل ، إن
الله هو يذآر الحاجات )
Hadis uydurmadır.
Râvilerinden olan Bişr b. el-Hüseyn, diğer bir râvi olan ez-Zübeyr’den bâtıl rivâyetler nakleder. Bu kişi aynı râviden yüz elli hadise yakın uydurma bir nüsha rivâyet etmiştir.160[160]
74. Komşunun hakkı kırk eve kadardır. Böyle, şöyle ve böyle ; sağdan ve soldan, önden ve arkadan.161[161]
( حق الجوار إلى أربعين دارا، وهكذا، وهكذا، وهكذا ؛ يمينا وشمالا، وقدام وخلف )
Hadis çok zayıftır.
Komşuluğu kırk evle sınırlandıran hadisler sahih olmayıp zayıftır. Görünen, bunun örf ile sınırlandırılmasıdır, Allah en doğrusunu bilir.
75. Katil maktulun üzerinde hiç bir günah bırakmamıştır.
( ما ترك القاتل على المقتول من ذنب )
Bunun aslı yoktur.
Hadis kitablarında bu rivâyetin sahih, hasen veya zayıf bir senedi bilinmemektedir. Kıyâmet günü maktûl olan, kâtilden istekte bulunur ve kâtilin hasenatları bu zülme yeterli gelmez, böylece maktûlun kötülükleri kâtile tahvîl edilir. Sahih Müslim’de gelen hadiste buna işâret edilir:
(Ümmetimden iflâs eden odur ki, namaz, zekât ve oruçla gelir. Ancak bunu kötülemiş, onu lekelemiş, bunun malını yemiş, onun kanını dökmüş, buna vurmuş olarak gelir.Buna hasenatlarından verilir, diğerine hasenatlarından verilir. Aleyhine olanlar bitmeden önce, hasenatları bittiğinde, onların günahlarından alınır ve onun üzerine atılır sonra da ateşe atılır.)
76. Allâh Resûlu (s.a.s.) sakalının boyundan ve eninden alırdı.162[162]
( آان يأخذ من لحيته ؛ من عرضها وطولها )
Hadis uydurmadır.
Ravilerinden olan Umer b. Hârûn el-Belhî hakkında el-Buhârî şöyle der : « Bu hadisten başka, aslı olmayan veya tek kaldığı hiç bir hadisini bilmiyorum.»
Ukaylî de şöyle der: « Bu hadis ancak onunla bilinir, ve Peygamber (s.a.s.)’den iyi senedlerle şöyle dediği sabittir : (Sakalınızı uzatın, bıyıklarınızı kısaltın)163[163]» Yine bu râvi hakkında İbn Maîn « pis bir yalancıdır » der. Sâlih Cezer’e de «yalancı » olduğunu söyler.
77. Yer yüzü suyun üzerindedir, su kayanın üzerindedir, kaya da balinanın sırtı üzerinde olup iki tarafı arş ile buluşur. Balina da ayakları havada olan meleğin sırtının üst kısmındadır.164[164]
( الأرض على الماء، والماء على صخرة، والصخرة على ظهر حوت يلتقي حرفاه بالعرش، والحوط
على آاهل ملك قدماه (في) الهواء )
Hadis uydurmadır. Rivâyet isrâiliyâttandır. Râvilerinden olan Saîd b. Sinan ithâm edilmiştir.
78. Âdem su ve çamur arasındayken Nebiydim.
( آنت نبيا وآدم بين الماء والطين )
Hadis uydurmadır.
79. Nebî olduğumda ne Âdem ne su ne de çamur vardı.
( آنت نبيا ولا آدم ولا ماء ولا طين )
Hadis uydurmadır.
es-Suyûtî165[165] bunun ve bir önceki rivâyetin de uydurma olduğunu İbn Teymiyye’den nakleder ve ona katılır. İbn Teymiyye, 166[166] el-Bekrî’ye olan reddiyesinde şöyle der: « Naklen ve aklen aslı yoktur, hiç bir muhaddis bu rivâyeti zikretmemiştir. Manası da bâtıldır. Çünkü Âdem (a.s.) su ile çamur arasında hiç bir zaman olmamıştır. Çamur, su ve topraktan oluşur. Âdem ise, (o anda) ruh ve cesed arasındaydı. Bu dalâlet ehlî, Nebî (s.a.s.)’in o zaman var olduğunu ve zatının diğer zevatlardan önce yaratıldığını zannederek uydurma hadisleri delil olarak getirirler. Örneğin, Peygamber (s.a.s.)’in arşın etrafında bir nur olduğu rivâyetinde olduğu gibi, o şöyle der: « Ey Cibrîl! Ben işte o nur idim.»! Bazıları da, Nebî (s.a.s.)’in, Cebrâîl ona Kur’an’ı getirmeden önce onu ezberlediğini iddia ederler. »
İbn Teymiyye, « Âdem ise, ruh ve cesed arasındaydı » sözüyle hadisin sahih olan şeklinin bu lafızla olduğuna işaret eder. Hadisin lafzı şöyledir: (Âdem ruh ile cesed arasındayken ben Nebîydim.) Bu hadisin isnâdı sahihtir167[167].
DEVAMI>>>