ANASAYFA

TASAVVUF

PORTRELER

ZİYARETCİLER

NAMAZ

ÖNCÜLER

EFENDİMİZ

MAKALELER

KADIN -AİLE

KUR`AN ve BİZ


   
  Kuran ve Biz - www.kuranvebiz.com
  Uydurma 120 -131
 

120. Biriniz bir taşa inanç beslese, ona faydası olur.

( لو اعتقد أحدآم بحجر لنفعه )

Bu hadis uydurmadır.

eş-Şeyh  Aliyyu’l-Kârî  şöyle  der:  «  İbn  Kayyım;  ‘Bu  söz  taşlar  hakkında  hüsnü zanda bulunan putlara tapanların sözlerindendir’ der. İbn Hacer el-Askalânî de aslının olmadığını ifade eder. »243[243] İbn Teymiyye de yalan olduğunu söyler.

 

121. Kişiye fazilet ihtiva eden bir şey Allâh’tan ulaştığında, bunu iman ederek ve sevabını da Allâh’tan umarak alırsa, velev ki o şey doğru

olmasa bile, Allâh kişiye  onu verir.244[244]

(من بلغه عن الله شيء فيه فضيلة فأخذ به إيمانا به ورجاء ثوابه أعطاه الله ذلك، وإن لم يكن آذلك)

Bu hadis uydurmadır:

İbnu’l-Cevzî  bu  hadis  hakkında  «  sahih  değildir,  (râvilerinden  olan)  Ebû  Recâ yalancıdır »245[245]  der. es-Suyûtî İbnu’l-Cevzî’ye bunda katılır, ancak akabinde senedinde itham olunan bir ravînin olduğu başka bir hadis getirir! Sonra da Hamza b. Abdu’l-Mecîd adlı kişiden şu  kıssayı  aktarır: Özetle,  bu  kişi  Nebi  (s.a.s.)’i  rüyasında  görmüş  ve  bu  hadisin hükmünü sormuştur. O da: « Bu bendendir, bunu ben söyledim » demiştir. İlim ehlinin karar kıldığı gibi rüya ile şer’i bir hüküm isbat edeilmez. Nebevî hadisin isbat edilmemesi daha evladır. Çünkü  hadis, hükümlerin Kur’andan sonra ki temelidir. Hadisin  birden  fazla  yolu  olmasına  rağmen,  hüccet  teşkil  etmez.  Çünkü  bu yolların  her  biri  diğerinden  daha  da  zayıftır.  Dolayısıyla  İbnu’l-Cevzî’nin  bu  rivâyeti Mevdûât’ın da zikretmesi isabetlidir. İbnu Hacer de bu rivâyetin aslı olmadığını söyler. eş-Şevkânî de buna muvafakat gösterir.

Bu uydurma hadisin kötü eserlerinden birisi de; hadis ilim ehline göre sahih olsun, zayıf  olsun  veya  uydurma  olsun,  her  türlü  hadisle  sevabını arzulayarak  amel  etmeyi ilham  etmekte. Bunun  sonucu  olarakta;  müslümanların  çoğu  alimleriyle,  hatibleriyle, öğretmenleriyle hadisin  rivâyetinde  ve bununla amel  etmekte    ihmalkar davranmışlardır.  Bunda  da,  girişte  beyan  ettiğimiz  gibi,  Resûl  (s.a.s.)’den  ancak sahihliği sabit olduktan sonra rivâyette edilebileceğine dair gelen sahih hadislere tam bir muhalefet söz konusudur. Sanki bu hadis, fadâilu’l-A’ma’l da zayıf hadisle amel edilir cevazını verenlerin dayanağı  olmuş. Bizler bu görüşü paylaşmıyoruz. Hadis sabit olduktan sonra onunla amel etmek caizdir. Bu ise muhakkik  alimlerin  mezhebi olup,  zayıf  hadisle fadâilu’l- A’mal’da amel edilir diyenler bunu bazı şartlarla sınırlandırmışlardır.

Bunlardan  birisi;  Bu  hadisle  amel  edenin  bunun  zayıf  olduğuna  inanması gerekir.

Bir  diğeri;  Bunu  yaymaması  gerekir.  Ta  ki  insan  zayıf  hadisle  amel  etmesin. Şeriat olmayan şeyi şeriat kılmasın. Bazı cahiller bunu görüpte bunun sahih bir hadis olduğunu zannetmesini İbn Hacer el-Askalânî   Tebyînu’l-Aceb Bimâ Verede Fi Fadli Receb   (s.3-4) adlı kitabında konuyu açıklayarak şöyle der: « Üstâz İbn Abdusselâm ve diğer alimler yukarıdaki manaya gelen açıklamalarda bulunmuşlardır. Kişi Resûl (s.a.s.)’in şu sözünün kapsamına girmekten sakınsın: ( من حدث عني بحدیث یرى أنه آذب فهو أحد الكاذبين ) ( Kim benden bir hadis rivâyet eder ve o hadisin yalan olduğunu görürse, o kişi iki yalancıdan birisidir )

(Rivâyet  edenin  hâli)  böyleyse  bununla  amel  edenin  durumu  nedir.  Hükümlerle ilgili hadisler olsun veya fadâille ilgili hadisler olsun, amel yönüyle ikisi arasında bir fark yoktur, çünkü hepsi şeriattır.»

Hiç şüphesiz bu şartlar ile amel, yukarıdaki uydurma hadise taban tabana zıttır. Yukarıdaki  uydurma  hadisle  hemen  hemen  aynı  manada  birkaç rivâyet daha vardır, ama hepside uydurmadır.

 

122. Zimmi’nin diyeti Müslüman’ın diyetidir.246[246]

( دية ذمي دية مسلم )

Bu hadis münkerdir.

Râvilerinden  olan  Ebû  Kerez  el-Kuraşi  terkedilmiştir.  Dolayısıyla  ed-Dârekutnî hadisin zayıf olduğunu söyler. ez-Zehebî de bu hadisin yukarıdaki râvi’nin en münker rivâyetlerinden  olduğunu  beyan  eder.  Hadisin  birden  fazla  yolu  vardır  ancak  hiç  biri şiddetli illetlerden hâli değildir. Aynı  zamanda  bu  zayıf  hadis,  Nebî  (s.a.s.)’den  gelen  aşağıdaki  sahih  hadise muhaliftir. ( إن عقل أهل الكتابين نصف عقل المسلمين، وهم اليهود والنصارى ) ( Kitab Ehlî olan Yahudî ve Hristiyanların diyeti Müslümanların diyetinin yarısıdır )247[247]

Bunun için es-Suyûtî’nin yukarıdaki münker hadisi bu sabit hadise muhalefetinden dolayı el-Câmiu’s-Sagir de zikretmemesi gerekirdi. Bu hadisin Ebu Davut’ta gelen diğer sahih bir lafızıda şöyledir:

( آانت قيمة الدیة على عهد رسول الله صلى الله عليه وسلم ثمان مائة دینار ؛ ثمانية آلاف درهم، ودیة أه ل

الكتلب یومئذ النصف من دیة المسلمين )

( Resûlullâh  (s.a.s.) zamanında diyetin  tutarı   sekizyüz   dinar,   sekizbin dirhemdi. Ehlî Kitab’ın o günkü diyeti müslümanların diyetinin yarısıydı) Konunun  fıkhî  yönünü  araştırmak  isteyen,  es-San’ani’nin  Subulu’s-Selâm  adlı kitabına ve eş-Şevkânî’nin Neylu’l-Evtâr adlı kitabına müracaat edebilir.

123. Ben himayesi altındakilerin hakkını ödemede daha evlayım. Müslümanlarda birisi zimmet ehlinden birisini öldürmüştü, bunun üzerine

(s.a.s.) müslüma’nın öldürülmesini emrederek, bu sözü söyler.248[248]

( أنا أوْلى من وَفَّى بذِمَّتِهِ. قاله صلى الله عليه وسلام حين أمر بقتل مسلمٍ آان قَتَلَ رجلا من أهل الذمة

Bu hadis münkerdir.

et-Tahâvî  bu  hadisin  illetinin  irsâl  olduğunu  söyler.  el-Hâfız  b.  Hacer  Fethu’l- Bâri’de249[249]  buna katılır.

Hadisin   daha   başka   yollarıda   vardır.   Ancak   hepsininde   zayıflığı   şiddetlidir. Dolayısıyla hadisi güçlendirememekte. Ayrıyeten hadisin zayıflığını  arttıran başka bir etkende, konuyla ilgili sahih bir hadisle çakışmasıdır: ( لا یقتل مسلم بكافر ) ( Müslüman kafirden dolayı öldürülmez ) Bu hadisi el-Buhârî250[250]  ve diğer sünen sahibleri Ali (r.a.)’dan tahriç etmişlerdir. Alimlerin cumhuru bu görüştedir.   Hanefi alimleri ise yukarıdaki hadisin zayıflığına ve sahih hadise olan muhalefetine rağmen o görüştedirler! Ancak bazıları insaf ederek bu görüşlerini terkederek sahih hadis ile emel etmeye dönmüşlerdir. El-Hatîb el-Bagdâdî el-Fakîh251[251]  adlı kitabında bunu Züfer’den nakleder.

Üstâz   el-Mevdûdî   Nazariyyetu’l-İslâm   ve   Hedyihi   adlı   kitabında   iki   mesele zikreder:

İlk olarak: ( Zimmi’nin diyeti Müslümanın diyetidir ) sözünü zikreder, bununla ilgili açıklama biraz önce geçti.

İkinci   olarak:   Şöyle   der;   «   Zimmi’nin   kanı   Müslümanın   kanı   gibidir.   Eğer müslüman  kişi  zimmet  ehlinden  birini  öldürürse,  müslüman’ı  öldürmüş   gibi  kısas yapılır.» Sonrada  ed-Dârekutnî’nin  rivayetini  delil  olarak  zikreder.  Ancak  ed-Dârekutnî hadisin   akabinde   zayıf   olduğunu  açıklar.   Anlaşılan   Üstaz   bu   hükmün   farkına varmamış.

Daha   sonra   üç   halifeden   Ömer,   Osman   ve   Ali   (r.anhum)   bazı   rivâyetler zikrederek,  yukarıdaki  sözünü  delilendirir.  Ancak  üç  halifeye mensub  rivâyetlerin  hiç biri  sahih  değildir.  Dolayısıyla  bu  rivâyetlerle  istidlâl  etmekte  caiz  değildir.  Birde  bu rivâyetlerin   Nebî   (s.a.s.)’e   ref  edilen   hadislere   muhalif   olmaması   gerekir   ki,   bu rivâyetlerin hepsi Ali (r.a.) yoluyla gelen merfu hadisle çatışmaktadır.

Bu  da  bize  zayıf  hadislerin  kötü  etkisini  ve  müslümanların  kanlarını  mubah kıldığını, Peygamber (s.a.s.)’in sabit ve sahih hadisleriyle çekiştiğini açıklamaktadır.

 

124. Semâ’nın (yağmur) suladığı (mahsüle) çok olsun az olsun onda bir vardır. Serpilerek veya uzaktaki suyla sulanan (mahsüle) çok olsun az olsun onda bir’in yarısı vardır. 

( فيما سقتِ السماءُ العُشرُ، وفيما سُقِيَ بنضْحٍ أو غَرْبٍ نصفُ العُشُرِ في قليلِهِ وآثيرِهِ )

Bu hadis ( çok olsun az olsun ) fazlalığı ile uydurmadır. Râvilerinden olan Ebu Mutî el-Belhî hakkında Ebu Hatim yalancı olduğunu söyler. el-Cevzecânî’de şöyle der: « Kendisi hadis uyduran murcie’nin başlarındandır » Şu’be de onun yalancı olduğunu söyler. Bu hadisin yalan olduğuna başka bir delil de Buhârî’nin sahihin de bu hadisi İbn Ömer kanalıyla ( çok olsun az olsun ) fazlalığı olmadan tahrîc etmesidir. Aynı  şekilde Müslim de Cabir kanalıyla, et-Tirmizî de Ebu Hureyre kanalıyla bu fazlalık olmadan rivâyet etmişlerdir.252[252] Bu  batıl  olan  fazlalığın  batıllığını  daha  da  arttıran  Buhârî  ve  Müslüm’  de  gelen başka bir hadistir: ( ليس فيما دون خمسة أوسق صدقة ) ( Beş hayvan yükünden ( 300 sa’dan)  aşağıya zekât gerekmez )253[253] İmâm Ahmed Şeyhi olan Ebu Hanife’ye hilafen bu sahih hadisi alır.254[254] Allah’ın kulları üzerine farz kılmadığı bir şeyi onların üzerine farz kılmak, işte bu zayıf hadislerin etkilerinden birisidir!

 

125. İman kalbte keskin dağlar gibi sabittir. Ondaki fazlalık ve eksiklik küfürdür.255[255]

( الإيمان مُثْبَتٌ في القَلْبِ آالجِبال الرَّواسي وزيادَتُهُ ونَقْصُهُ آفرٌ )

Bu hadis uydurmadır.

Râvilerinden olan Ebû Mutî el-Belhî   bir önceki hadiste de geçtiği gibi bu hadisin de  illetidir.  Çünkü  kendisi  hadis  uydurmaktadır.  İbn  Hibbân,  ez-Zehebî,  İbn  Hacer İbnu’l-Cevzî256[256]  ve es-Suyûtî bunu bu şekilde ifade ederler. Ayrıca  bu  uydurma  hadis  imanın  arttığını  açıklayan  birçok  âyete de  muhâliftir. Örneğin; (... imanlarını bir kat daha arttırsınlar diye...)257[257] (...ليزداد الذين آمنوا ايمانا...)

 

126. Ümmetimin alimleri İsrail oğullarının peygamberleri gibidir.

(علماء أمتي آأنبياء بني إسرائيل)

Bu hadisin aslı yoktur.

Alimlerin bu hadisin aslının olmadığına dair ittifakları vardır. Dalâlette olan Kadiyâniyye taifesi peygamberliğin hâlâ devam ettiğine delil olarak bu hadisi getirirler. Sahih olsaydı bile onların aleyhine delil oturdu. Biraz düşünen bunu anlar.

 

127. Kim akşam ile yatsı namazı arasında yirmi rek’at kılarsa Allah ona cennette bir ev bina eder.258[258]

(من صلى بين المغرب والعشاء عشرين رآعة بني الله له بيتا في الجنة)

Bu hadis uydurmadır.

Ravilerinden olan Ya'kub b. el-Velîd hakkında İmam Ahmed şöyle der; « büyük yalancılardandır, hadis uydurur »259[259] İbn  Ma'in  ve  Ebû  Hatim  de bu  ravinin  yalancı  olduğunu  söylemişlerdir,  buna rağmen es-Suyûtî hadisi el-Câmiu's'Sağîr de zikreder!

 

128. Kim akşam namazından sonra konuşmadan Önce altı rak'at namaz kılarsa bu sebeble elli senenin günahları affolunur.260[260]

(من صلى ست رآعات بعد المغرب قبل أن يتكلم غفر له بها ذنوب خمسين سنة )

Bu hadis çok zayıftır.

Ebu  Zur'a  şöyle  der;  «  bu  hadis  uydurmaya  benzemekte,  ravilerinden  olan Muhammed b. Gazavân ed-Dımeşkî'nin hadisi münkerdir »261[261]

 

129. Kim akşam namazından sonra iki namaz arasında kötü bir şey konuşmadan altı rek'at kılarsa, bu onun için on iki senelik ibâdete denktir.262[262]

(من صلى بعد المغرب ست رآعات لم يتكلم فيما بينهن بسوء عُدِلنَ لَهُ بعبادة ثنتي عشرة سنة )

Bu hadis çok zayıftır.

et-Tirmizî  hadisin  garîb  olduğunu  ve  ancak  Ömer  b.  Ebî  Has'am  kanalıyla bilindiğini  söyledikten  sonra,  Buharî’den  bu  râvinin  hadisinin  münker olduğunu  ve râvinin çok zayıf olduğunu aktarır. ez-Zehebî de bu râvinin iki münker hadisi olduğu ve birisinin de yukarıdaki rivayet olduğunu söyler.

 

130. Her akan kana abdest gerekir.263[263]

(الوضوءُ من آل دمٍ سائل)

Bu hadis zayıftır.

ed-Dârekutnî hadisi tahric ettikten sonra şöyle der;          « râvilerinden olan Ömer b. Abdu'1-Aziz, Temîm ed-Dâri 'den duymamıştır ve onu görmemiştir. Yezîd b. Hâlid ve Yezîd b. Muhammed ise mechûldurlar.» Bu hükme ez-Zeylaî de264[264]   katılmıştır. Ayrıca hadisin bir başka illeti de  vardır, o da râvilerinden olan Bakiyye b. Velîd müdellistir, an’ana sigasıyla rivayet etmiştir.

Hadisi İbn Adiy yine Bakiyye'nin olduğu başka bir yoldan rivayet etmiştir, ancak râvilerinden olan Ahmed b. Ferec yalancıdır.

Hak  olan  şudur  ki,  kanın  çıkmasıyla  abdesti  gerekli  kılan  hiç  bir  sahih  hadis yoktur.  Asıl  olan  beraattır,  yani  konu  hakkında  bir  nass  olmadıkça  kanın  çıkması abdesti bozar diyemeyiz. Bu Ehli Hicaz'in mezhebidir, Medine Ehli’nden el-Fukahâu's- Seb'a da aynı görüştedir. Bu konuda bazı sahâbeden birtakım fiiller naklolunmuştur.

(أن ابن عمر بثرة في وجهه فخرج شيئ من دم فحكمه بين أصبعيه ثم صلى ولم یتوضأ )

( İbn Ömer (r.a.) yüzündeki bir sivilceyi sıkar, bunun üzerine kandan bir şey çıkar, iki parmağıyla ovar sonrada abdest almadan namaz kılar. )265[265] Bu eserin senedi sahihtir. İbn Ebî Şeybe buna benzer bir eseri Ebû Hureyre'den de (r. a.) rivayet etmiştir. Yine  sahabeden  olan  Abdullah  b.  Ebî  Evfa  (r.a.)  namazdayken  kan  tükürür  ve namazına devam eder.266[266]

 

131. Deniz yoluyla ancak hac yapan, umre yapan veya Allah yolundaki gazi gider. Çünkü denizin altında ateş, ateşin altında deniz vardır.267[267]

(لا يَرآَبُ البحرَ الا حاجٌّ أو معتمرٌ أو غازٍ في سبيل الله فان تحت البحرِ نارًا وتحت النارِ بحرًا )

Bu hadis münkerdir.

Bu hadis, hadis imamlarının ittifakıyla zayıftır, el-Buharî sahih olmadığını, İmam Ahmed garîb olduğunu, Ebû Dâvud râvilerinin mechûl olduğunu, el-Hattabî de alimlerin bu hadisin isnadını zayıf kıldıklarını söyler.268[268]

Hadis başka bir kanaldan da gelmiştir ancak râvilerinden olan Halîl b. Zekeriyyâ terkedildiği  için,  yani  hadisin  senedi  çok  zayıf  olduğundan  bir  yukarıdaki  hadisi kuvvetlendirememektedir.

Bu   hadiste    ilim    talebi,    ticaret    ve    benzeri    menfaatler    için    deniz    yolunun kullanılmasının  yasaklılığı  sözkonusudur.  Ancak  hikmetli  olan  Şâri’nin  maznun  bir sebeb  olan  denizde  boğulma  sebebiyle  insanları  maslahatlarından  alıkoyması  kati surette makûl değildir. Diğer taraftan Allah Teâlâ kulları için gemiler yarattığı ve deniz yolculuğunu onlar için kolaylaştırdığından, kullarının minnettar olmalarını istemektedir.

O söyle buyurur:

(وآیةٌ لهم أنَّا حَمَلْنا ذُرِّیَّتَهم في الفُلْكِ المَشْحونِ. و خلقنا لهم من مثله ما یرآبون )

(Onların zürriyetlerini dopdolu bir gemide taşımamız da onlar için büyük bir ibrettir. Onlar için, bunun gibi binecekleri başka şeyler de yarattık)269[269]

Bu ayet, yukarıda geçen hadisin zayıf ve münker olduğuna delildir. Bunu Nebî (s.a.s.)'in bir hadisi de teyid eder:

(المائد في البحر الذي یصيبه القيء له أجر شهيد والغرق له أجر شهيدَیْن )

( .......denizdeki kişiye kusma isabet ettiğinde bir şehid ecri alır. Boğulduğunda iki şehid ecri alır) Bu hadisi Ebû Dâvud ve Beyhakî hasen bir senedle tahric etmişlerdir.270[270] Hadiste kayıt ve şartsız deniz yolculuğuna teşvik vardır.

                                                           DEVAMI>>>

 
  Bugün toplam 8 ziyaretçimiz var  
 
Diese Webseite wurde kostenlos mit Homepage-Baukasten.de erstellt. Willst du auch eine eigene Webseite?
Gratis anmelden